Özgüveni yüksek ve yaptıklarından emin olan başarılı kişilerin bu özellikleri çocukluklarında şekillenmiştir.

Özgüven kendiniz hakkında nasıl düşündüğünüz ve kendinizi ne kadar değerli gördüğünüzdür. Aslında özgüven başkaları için anlam ifade etmeyecek öznel bir değerlendirmedir. Bu öznel değerlendirme bizim davranışlarımızda, hareketlerimizde ortaya çıkar, başkaları tarafında ancak bu şekilde fark edilir.

Özgüvenin önemi Amerika’da 1960’lı yıllarda tüm okullara konuyla ilgili ders konacak kadar irdelendi.

Özgüven nasıl oluşur?

Özgüvene doğumumuzla sahip olamayız. Bebeklik döneminden itibaren ilerleyen bir özelliktir. Özgüvenin ilerleyişi 10 yaşa kadar devam eder.

Özgüven gelişimini neler etkiler?

Çocuğun özgüvenini en çok etkileyen anne-babadır.  İkincil etkileyenler ise içinde yaşadığı çevre ve toplumdur. Yaşanan hayal kırıklıkları, travmalar, baskıcı ve aşırı himayeci yetiştirme, yanlış yönlendirmeler özgüveni zedelemektedir.

Aşırı Özgüven olumsuz mudur?

Özgüven eksikliğinde nasıl ki kişi; sürekli tedirgin ya da endişeli, ne yapacağına tam olarak karar veremiyor, yeteneklerinin durum için yeterli olup olmadığından emin olamıyorsa, aşırı özgüven durumu da karşı tarafı rahatsız edebilir ya da kişinin kendini doğru değerlendirmesini, yanlışlarını görmesini engelleyebilir. En iyiyi sadece ben bilirim, düşüncesi ile farklı düşüncelere kulak tıkanması kişiyi hayatta başarısızlığa sürükleyebilir.

Özgüven konusunda bakış açımız ne olmalıdır?

Çocuklarımızda inşa edeceğimiz özgüven onların hayat karşısında güçlü olmalarını sağlayacaktır. İnisiyatif alabilen, aldığı kararların arkasında duran, yeniliklerden ve farklılıklardan korkmayan, kendi fikirlerini doğru şekilde savunabilen, dürüst çocuklar yetiştirmek bizim hedefimiz. Çocuklarımıza hata yapabileceğimizi bunlar karşısında mazeretler bulmak ya da görmezden gelmek yerine yaptıklarımızdan nasıl dersler çıkarmamız gerektiğini öğretmeliyiz.

Bizlerin onlara her zaman destek olacağımızı fakat fiziksel olarak sürekli yanlarında olamayacağımızı da bilmeliler. Kendi kendilerine yetebilmeyi öğretmeliyiz. Bunun çalışmalarına küçük sorumluluklarla evde başlayabiliriz.

Çocuklarımızda Özgüveni yerleştirmek ve geliştirmek 10 öneri

     1. Hayallerine saygı duymalıyız.

Yaratıcılığının hızla geliştiği çocukluk dönemine hayaller eşlik eder. Küçük yaşlarda hayaller gerçeklerle karıştırılabilir. (Yalan söyleme konusunun detaylarını Nisan sayımızda bulabilirsiniz. ) Düğmesini iliklemeyi öğrenme  kadar doğal kabul edilen küçük yaşta yalan söyleme konusunda tepkilerimizi kontrol etmeliyiz. Bunun bir süreç olduğunu bilmeliyiz. “Yalan söyleme! “ ya da “Sen yalancısın” gibi yargılamalarda bulunmak yerine “Birlikte bir kez daha düşünelim, gel birlikte bakalım ve emin olalım” gibi yapıcı cümlelerle çocuğumuzun özgüvenini desteklemeliyiz.

     2. Model olmalıyız.

Her konuda olduğu gibi özgüven konusunda da çocuğumuza model olmalıyız. Kendimize güvenmeli, tutarlı olmalı, kendimizi rahatça ifade edebilmek için çaba göstermeliyiz.

     3. Yaşadığı ortamın kurallarının öğretilmesi ve tutarlı olunması çocuğun güvende hissetmesini sağlar.

Her evin kendi kuralları vardır. Çocuğa evin kurallarını doğru ve açık anlatmazsak ne yapması gerektiğini anlayamayacaktır. Kuralları anlamlandıramadığı için kurallara uymayan çocuk evde ya da okulda sürekli yanlışlar yapan, çevresindekileri hayal kırıklığına uğratan biri olarak etiketlenecektir. Bu etiketlenme çocukların özgüvenlerini giderek düşürecek, psikolojik olarak olumsuzluklara sebep olacaktır.

     4. Sorumluluklar vermeli ve yaptıkları için takdir etmeliyiz.

Bu konuda en önemli nokta ise yine verilen sorumlulukta çocuktan ne beklendiğinin açık bir şekilde belirtilmesidir. Yaşına ve yeteneklerine uygun sorumluluklarını yerine getiren çocuklarımızı takdir etmeli, ne kadar güzel başardığını söylemeden geçmemeliyiz.

Sorumluluklar aynı zamanda evde yaşanan sorunları da azaltmak ya da yok etmek için mükemmel fırsatlardır. Kardeşini kıskanan çocuk, resimlerine bakarak bir kitabı kardeşine anlatabilir. Yemek yemek istemeyen bir çocuk yemeği ya da masayı sizinle birlikte hazırlayabilir.

     5. Kendine ne şekilde ve nasıl yeteceği alıştırmaları yapın.

Özgüven sahibi olması için bir başka öneri de evde ve dışarıda kendi kendine yetebilmesinin öğretilmesidir. Evde kendi için yapabilecekleri mutlaka olmalıdır. Küçük yaşlar için; oyuncaklarını toplamak, elleri kirlendiğinde ellerini yıkamak gibi. Daha büyük çocuklar için ise bıçak kullanmadan sandviç yapabilmek, banyo yapabilmek gibi listeyi uzatabiliriz. Bu çocuğun “ben büyüyorum ve kendime yetiyorum” düşüncesini oluşturacak, özgüvenini geliştirecektir.

Aşırı korumacı ve himayeci olunması çocuklarda özgüveni azaltmaktadır. Bunun yerine yabancılara karşı ne yapması gerektiği, polisin her zaman ona yardım edeceğini bilmesi gerekir. BU gibi tehlikelere karşı yapabilecekleri üzerine evde küçük dramalar yapılabilir.

     6. Doğru düşünmeyi öğretmeliyiz. Olumsuzlukların içinde her zaman olumlu tarafı görebilmeliyiz.

Çocuğumuzun da olaylardaki iyi yönleri görebilmelerini sağlamalıyız.

“Çevrendekilerin her zaman onayını kazanmalısın.” Düşüncesi nasıl ki bizleri geriyorsa çocuklarımızı da olumsuz etkileyecektir.

Her zaman, hiçbir zaman gibi genellemeler kişide gerginlik yaratacaktır. Bunun yerine yaşadıklarımızda daha anlayışlı ve hoşgörülü olma desteklenmelidir.

     7. Farklılıklara saygılı ve yeni fikirlere açık olmasını desteklemeliyiz.

Her zaman kendi düşündüklerinin kabul edilemeyeceği ama doğru bildiklerini de savunması gereği üzerinde durmalıyız. Öncelikle evde sadece çocuğunuzun değil sizin de düşünceleriniz olduğunu ona hissettirin bunu oyun oynarken ya da televizyon izlemek için bir kanal seçerken bile yapabilirsiniz. Bunlar birlikte karar vermenin aslında daha eğlenceli olduğu, fikirlerini nasıl söylemesi  gerektiği ile ilgili güzel fırsatlardır.

     8. Her öykü de en az iki tarafın olacağı ile ilgili konuşun.

Bir yayınevinin Deniz kızı’ nın öyküsünü farklı iki bakış açısıyla ele alan bir kitabına rastladım geçenlerde. Kitabın bir tarafında Deniz kızı’ nın gözünden klasik bilinen masalı okuyorsunuz, kitabı ters çevirdiğinizde ise Cadı Ursula’nın gözünden görebiliyorsunuz.

Çizgi filmlerdeki ya da kitaplardaki olayların iki yönünü de tartışabileceğimiz küçük sohbetler yapabiliriz.

     9. Bir topluluğa karşı konuşma konusunda onu cesaretlendirin.

Okuldaki öğretmeniyle konuşun, sınıf içinde konuşmakta çekingen olup olmadığını öğrenin. Öğretmeni bu konuda herhangi bir gözlem yapmamışsa sınıf önünde konuşurken rahat olup olmadığını gözlemlemesini rica edin. Sınıfta öğretmenin bazı etkinliklerinde tartışma grupları yapıp yapamayacağını sorun. Kendini ifade etmesini gerektirecek ortamlar yaratın. Sınıf tartışmalarıyla ilerleyen, istediği kısa bir kurs gibi. Bu toplum karşısında nasıl konuşması gerektiğini de öğrenebileceği ve geliştireceği bir ortam sağlayacaktır.

     10. Zamanını nasıl yöneteceğini ve nasıl planlama yapılacağını eğlenerek öğretin.

Bazen ödevlerini nasıl yetiştiremediğine inanamıyorsunuz ya da yapması gerekenleri yapmaması sizi kızdırıyor. Planlama öğrenilmesi gereken bir davranıştır. Planlı olmayı ya da zamanını nasıl kullanacağını öğrettik mi ki bekliyoruz?

Plan yapma ile ilgili renkli kağıtlarla ya da boyalarla basit planlamalar yapın. Ne zaman uyanacağı, genelde ne zaman yemek yeneceği, televizyon izleneceği gibi.

Read the latest car news and check out newest photos, articles, and more from the Car and Driver Blog.