Çocuklara Sorun Çözme Becerisinin Kazandırılması

İletişimin temelini oluşturan sorun çözme ile her yerde karşılaşıyoruz. Evde, işte, sokakta insanlarla beraberiz ve zaman zaman sorunlar yaşıyoruz. Bu sorunları farklı şekillerde çözmeye çalışıyor ve çocuklarımıza da örnek oluyoruz.

Çocuklarımız bizlerle doğdukları andan itibaren iletişim kurmaya başlar, araştırmalar çocukların anne karnında ebeveyni ile iletişim kurduğunu söylüyor. Bu iletişim çocuklarımızın hayatını şekillendiriyor. Bizlerin sorunları çözmede kullandığımız yöntemler de çocuklarımızın sorun çözmede kullandıkları yöntemlerle çoğu zaman aynı. Peki çocuklar ne gibi sorunlar yaşıyor ? Bunları nasıl çözümlüyor?

Davranış Bilimleri Enstitüsünün geçtiğimiz günlerde yaptığı bir incelemede çocukların karşılaştıkları sorunların en yaygın olanlarını kıskançlık, ders çalışma, öfke ve akran zorbalığı olduğunu söylemektedir. Bu sorunlar çocuklarımızın hayatında derin yaralar açabiliyor. Bu sorunları çözümlerken ise genelde ailesinde ya da çevresinde gördüğü sorun çözme metotlarını kullanıyor. Çocuklarımıza iyi örnek olarak veya hayata farklı bakmasını sağlayarak sorun çözme konusunda yardımcı olabiliriz.

 

  • Çocuklara hayata nasıl bakacağını bizler öğretiriz. Bazı ebeveynler hayata siyah-beyaz bakmayı öğretir çocuklarına. Ya doğrular vardır hayatta ya da yanlışlar. Yanlış yaparsanız bu kötüdür her zaman, doğru yaparsan da ödülü hak edersiniz. Bazı ebeveynler ise siyahın beyazın yanında grinin tonlarını da görmeyi öğretir çocuklarına. Siyah ders çıkarabildiğin sürece çok da kötü değildir aslında. Hatalar büyütür çocukları da, büyükleri de diyebilir. Hayatın farklı tonlarını çocuklarımıza gösterebilmeliyiz. “Ya kaybet ya da Kazan” (Sen kazan-ben kaybedeyim ya da sen kaybet- ben kazanayım) anlayışı yerine “Kaybeden yok” anlayışı ile hayata daima olumlu bakabilmeli çocuklarımız. Bu anlayış, kendi sorunlarına kendi çözümlerini bulmalarının sorumluluğunu kabul etmeleri için çocukları yüreklendirmektedir.

(daha&helliip;)

Özgüvenli Çocuk Yetiştirmek için 10 Öneri

Özgüveni yüksek ve yaptıklarından emin olan başarılı kişilerin bu özellikleri çocukluklarında şekillenmiştir.

Özgüven kendiniz hakkında nasıl düşündüğünüz ve kendinizi ne kadar değerli gördüğünüzdür. Aslında özgüven başkaları için anlam ifade etmeyecek öznel bir değerlendirmedir. Bu öznel değerlendirme bizim davranışlarımızda, hareketlerimizde ortaya çıkar, başkaları tarafında ancak bu şekilde fark edilir.

Özgüvenin önemi Amerika’da 1960’lı yıllarda tüm okullara konuyla ilgili ders konacak kadar irdelendi.

Özgüven nasıl oluşur?

Özgüvene doğumumuzla sahip olamayız. Bebeklik döneminden itibaren ilerleyen bir özelliktir. Özgüvenin ilerleyişi 10 yaşa kadar devam eder.

Özgüven gelişimini neler etkiler?

Çocuğun özgüvenini en çok etkileyen anne-babadır.  İkincil etkileyenler ise içinde yaşadığı çevre ve toplumdur. Yaşanan hayal kırıklıkları, travmalar, baskıcı ve aşırı himayeci yetiştirme, yanlış yönlendirmeler özgüveni zedelemektedir.

(daha&helliip;)