Çocukların konuşmaya başladıkları aylar hem ebeveynler hem de biz eğitimciler için önemlidir. Dinleyerek öğrendikleri, dil-dudak-damak gelişimi konuşma için hazırdır. İstediklerini, istemediklerini bizlere daha kolay anlatabilecektir. Geç mi konuştu, erken mi konuştu? Konuşmasının doğru gelişmesi için neler yapılabilir?
Çocukların dil gelişimini iki ana gruba ayırıyoruz.
Bunlardan ilki dil öncesi dönem bu bebeklerin doğum bir yaş arasındaki dönemdir. Çocuklarda ilk 2-3 hafta genellikle ağlama sesinden başka ses çıkarmazlar. İkinci aylarında agulamaya başlar, beşinci altıncı aylarda ise ünlü ve ünsüz sesleri birlikte çıkarmaya başlarlar. “ba”,”da”,”ga”,”ma,”,”du”,”dü”,”mo”… gibi.
İkinci dönem ise dilsel gelişim dönemi olarak adlandırılır. Bir yaş civarında ilk anlamlı sözcüklerini söylerler. Aylar ilerledikçe kelime öğrenme hızı da artar. 20 aylık çocuklarda yaklaşık 50 sözcüklük kelime dağarcığı vardır. 20 aylık çocuklar tam olarak cümle kuramazlarken, başkalarının kurdukları cümleleri anlayabilirler. İki yaşındaki çocuklar, özne, nesne, eylem üçlüsünden oluşan cümleler kurmaya başlarlar. Bu sözcükleri birbirine bağlayan, ekler ve bağlaçlar yoktur. 30. aydan sonra çocukların dili öğrenmeleri çok hızlanır ve kritik bir önem kazanır. Fiilleri, kökleriyle ve ekleriyle çekimlemeye başlarlar. İyelik eklerini kullanabilirler. Bir önceki evre de “Araba gitti” diyen çocuk “Arabam çok hızlı gidiyor” diyebilir. Bu dönemin en zor aşaması ise olumsuzluk ve soru takılarını kullanmaktır. Bu noktada komik karışıklıklar ya da kafa karışıklıkları yaşanabilir.
Dilin öğrenilmesinin en önemli boyutlarından biri de kavram oluşumudur. Bunu ise kavramların adlarını tekrarlayarak bizler oluştururuz. “Bu bir kitap. Kitabın resimlerine bakalım. Kitabı sen tut istersen.” gibi. Bu noktada sizin verdiğiniz tepkiler örneğin “hayır ya da evet” derken kullanılan ses tonu, sosyal etkileşimlerin hepsi çocuğun bu kelimelerin anlamlandırılmasında ipucu sağlayacaktır.
Bazı çocuklar geç bazıları ise daha erken konuşmaya başlarlar. Bu durumun zeka ile ilişkilendirildiği metinler olmasına rağmen bu kanıtlanmış değildir. Geç ya da erken konuşma bir zeka göstergesi değildir. Cümlelerini doğru yerde ve doğru şekilde kullanıp kullanmadığı, kelime dağarcığı ise dilsel yeteneğini göstermektedir.
Yapılan bir çok araştırmada aile tarafından küçük yaştan itibaren kitap okunan, eve gazete, dergi, kitap alınan çocukların dilsel gelişimleri daha hızlı ilerlemektedir. Daha çabuk okumayı öğrenmek, okumayı hayatlarına geçirerek akademik olarak hızlı ilerlemelerini sağlayacaktır.
Dil Gelişimini Neler Etkiler?
Genetik, fizyolojik, algısal-bilişsel faktörler, ruhsal durum, anne-bebek etkileşimi, cinsiyet, iki dillilik, sosyokültürel ve sosyoekonomik etmenler diyebiliriz.
Velilere Öneriler
- Üstün çocukların anne karnında sesleri duyduğu ve bu seslere göre tepkiler verdiği birçok araştırmada kanıtlanmıştır. Doğumdan önce bebeklere farklı müzikler dinletilerek tepkileri gözlenebilir.
- Dil öncesi dönemde ebeveyn çocukla konuşmalıdır. Çünkü üstün çocuk konuşulanlara cevap vermese de bu dönemin sonunda konuşulanları anlamaya başlar. Ebeveyn çocukla sık sık konuşmalıdır. Ninni söylerken çocuğun yüz mimikleri taklit edilebilir. Alt değiştirme ve banyo saatleri, konuşma saatlerine dönüştürülebilir.
- Üstün çocuğun farklı sosyal ortamlara girmesi desteklenmelidir. Bu ortamlarda çocuğa örnek olacak çocukların ya da yetişkinlerin bulunması ve çocuğun farklı insanlarla iletişim kurması sağlanmalıdır. Bu çocuğun merkezli döneminin daha kısa sürmesine yardımcı olabilir. Sosyal ortamda neler olduğunu ya da yapılacağını çocuğa anlatılabilir. “Şimdi teyzen bize çay getirecek sana da süt getirecek, biz çay içeceğiz sen de sütünü içeceksin” ya da “bak bu telefonun sesi hadi birlikte telefona bakalım. Alo!” bu gibi konuşmaları normal zekâ seviyesindeki çocukların 12 ay civarında anlaması beklenirken bu üstün zekâ düzeyindeki çocuklarda 8-10 ay arasında oluşabilir.
- “Dil olmadan düşünme olmaz” hipotezi ile daha üst düzey düşünme becerilerini küçük yaşta kazanmalarını desteklemek için evdeki kişilerin geniş kelime hazinesi ile çocukla konuşması önemlidir.
- Edatları dilimizde konuşmanın öğrenilmeye başlanmasından yaklaşık 1,5 yıl sonra konuşmalarda yerleşmeye başlayan kurallara sahiptir. İki-üç kelimelik cümleler kuran ve istemediklerini reddedecek ifadeler kullanan çocuklarla edat çalışmaları yapılabilir. “Masanın üstünden topu at” gibi
- Üstün çocukların, kronolojik yaşlarına uygun değil, dil ve zekâ gelişimlerine uygun masal ve hikaye kitaplarıyla etkileşim içinde olması sağlanmalıdır. Bunun en iyi yolu da çocuklara örnek olmaktır.
- Üstün çocukların aile içinde konuşması konusunda yapılan ısrarlarda ebeveynler belli bir tutum sergilemelidirler. Çocuğun bu davranışının çok abartılmaması gereğini ve ailedeki diğer üyelerin nasıl davranmasını istediklerini dile getirmelidirler.
- Normal zekâ seviyesindeki çocuklar 6-7 yaşlarındaki öğrenciler okuma- yazma çalışmaları için hazır bulunsalar da, okuma-yazma öğrenmeleri için, yalnızca kendilerine söylenenleri duymaları yeterli olmaz. Fonetik yapıları bilmeleri gerekir. 1. sınıfın ilk döneminde doğru telaffuz önem taşımaktadır, telaffuz alıştırmalarına yer vermek okuma-yazmayı da hızlandıracaktır. Üstün çocuklar ise okula gitmeden ya da okula başladıktan kısa süre sonra okumayı sökerler fakat yazma konusunda küçük kas becerilerini beklemek zorunda kalırlar. Üstün çocuklara çok yazı yazdırmak yerine okumasını sesini kaydetmesi istenebilir. Bu üstün çocuğun telaffuzundaki yanlışları da ona gösterecektir. Bu yanlışlar öğretmen tarafından birebir çalışmalarda düzeltilebilir.
- Öğrencilerin farklı bireyler olduğu dikkate alınmalı ve çocuktan kendi potansiyelini geliştirmesi beklenmelidir.
- Kelime dağarcığının geliştirilmesi sınıfta desteklenmelidir. Farklı projelerle yeni kelimelerin öğrenciler tarafından öğrenilmesi sağlanmalı ve yeni kelimeler kullanıldıkça takdir edilmelidir.
- Öğrencilerin, dili iyi kullanan insanlarla bir araya gelmesinin ve konuşmasının sağlanacağı etkinlikler yapılmalıdır.
- Öğretmen doğru ve zengin konuşmaları ilgi çekici hale getirmelidir.
- Dili öğrenmede kitapların rolü aile/çevre, öğretmenden sonra gelmektedir. Kitap okuma saatler, kitap tartışma saatleri ile okuma uğraşı özendirilmeli, (kitap hakkında) konuşma, dinleme ve yazma becerilerinin geliştirilmesi sağlanmalıdır.
- Okullarda dil öğretimi çalışmaları, çocuğun yaşı ve gelişen düşünce biçimlerine uygun olarak düzenlenmelidir.
- Olabildiğince ezberden kaçınılmalı, yaratıcı yazma çalışmaları özendirilmelidir. Öğretmen yaratıcı yazma çalışmalarına örnek olmalı, sınıfta kendi de yaratıcı yazma çalışmaları yapmalı ve yaratıcı yazar olmalıdır.